Kısa Çalışma Ödeneği Vergiye Tabi Midir?

Kısa Çalışma Ödeneği Vergiye Tabi Midir?

A. KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ NEDİR?  

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre kısa çalışma, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin;  

– Geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya – Süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması  

hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır.   İlgili mevzuat çerçevesinde kısa çalışma talebinin uygun görülmesi halinde, şartları sağlayan çalışanlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödenir. Günlük kısa çalışma ödeneği, sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan tutar, aylık asgari ücretin brüt tutarının %150’sini geçemez (2020 yılı için 4.380,99 TL).  

Koronavirüs Kapsamında Kısa Çalışma Ödeneği Şartları  

7226 sayılı Kanunla yapılan düzenleme gereği koronavirüs nedeniyle yapılan kısa çalışma başvurularında, işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, kısa çalışmanın başladığı tarih itibarıyla;  

  • Son 60 gün hizmet akdine tabi olarak çalışıyor olması ve
  • Son üç yıl içinde en az 450 gün prim ödemiş olması  

gerekmektedir. Kısa çalışma ödeneğinin işsizlik ödeneğinde olduğu gibi İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılandığından bu fonun hangi kaynaklardan oluştuğunun ortaya konulmasında fayda bulunmaktadır.

B. GELİR VERGİSİ MEVZUATINDA ÜCRETİN TANIMI VE SOSYAL GÜVENLİK ÖDEMELERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Gelir Vergisi Kanununa (GVK) göre ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ayrıca kanunun uygulanmasında bazı ödemelerin ücret sayılacağı belirtilmiş olup bu kapsamda;

  • 23 maddenin 11 no.lu bendine göre istisna dışında kalan emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları ile
  • Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler

ücret olarak değerlendirilmektedir. Anılan Kanunda işveren, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları çerçevesinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır. Hizmet erbabına hizmetleri karşılığında yapılacak olan ödemenin işverenin kendisi tarafından yapılmasının gerekip gerekmediği ise müphemdir.

Gelir Vergisinde İstisna Olan Sosyal Güvenlik Ödemeleri

Gelir vergisinden istisna tutulan sosyal güvenlik ödemeleri aşağıdaki şekildedir:

  • Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları, (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklar dahil) (GVK Md. 23/11)
  • 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği, (GVK Md. 25/1)
  • Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklar tarafından, kendilerine zat aylığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veya statüleri gereğince verilen emekli, dul, yetim ve evlilik ikramiyeleri veya iade olunan mevduatı ve sürelerini doldurmamış bulunanlarla dul ve yetimlerine toptan ödenen tazminatlar (GVK Md. 25/3)
  • Sosyal sigorta kurumları tarafından sigortalılara yapılan ödemeler (GVK Md. 25/6)

İstisna kapsamına alınan bu ödemelerin ortak noktası, ücretlinin çalışma hayatı boyunca kendisi için ilgili kamu kurumlarına ödenmiş olan sosyal güvenlik primleri ile işsizlik sigortası primleri kaynaklı ödemeler olmasıdır.

C. KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN VERGİLENDİRİMESİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLER

Kısa çalışma ödeneğinin vergilendirilmesine ilişkin uygulayıcılar arasında birden fazla görüş bulunmaktadır. 

Konuyla İlgili Birinci Görüş

Gelir vergisi uygulamasında istisna gelir olarak kabul edilen emeklilik ödemeleri ile işsizlik ödenekleri;  

  • Çalışana hizmet akdine istinaden yapıldığı; dolayısıyla işveren tarafından yapılan prim ödemelerinin çalışana sağlanan menfaat olduğu,
  • Ancak ilgili kurumlara ödendiği aşamada ücret bakımından elde etmenin gerçekleşmediği (emeklilik, işsiz kalma, kısa çalışma gibi durumlarda elde etmenin gerçekleştiği),
  • Çalışan tarafından ödenen ve ödendiği dönemde ücret matrahından indirim konusu yapılarak gelir vergisine tabi tutulmayan primlerin ise, şartlar gerçekleştiği takdirde (emeklilik, işsiz kalma, kısa çalışma gibi)  ödeme yapıldığında ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması gerektiği

yönündedir. Bu görüşün hareket noktaları, emeklilik ve işsizlik ödemelerinin karşılıksız olmaması, işveren ve çalışan tarafından ödenen primlerin nemaları ile birlikte sonraki bir tarihte çalışana ödenmesinden ibaret olduğu ve bu nedenle ücret olarak vergiye tabi bu ödemelerle ilgili GVK’da ya da çalışma mevzuatında istisna düzenlemelerinin yapılmış olması hususlarıdır. Bu görüşün benimsenmesi halinde, işsizlik ödeneğinin gelir vergisinden istisna tutulmasına dair özel hükümler bulunmasına rağmen kısa çalışma ödeneğinin vergilendirilmemesine dair herhangi bir hükmün bulunmaması nedeniyle, kısa çalışma ödeneğinin gelir vergisine tabi olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.  

GVK’nın 25/1. maddesinde 7162 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile 30.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere işsizlik sebepleriyle yapılan ödemelere ilişkin istisnanın 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ile sınırlandırılmış olması da gelir vergisinin konusuna giren kısa çalışma ödeneğinin vergiden istisna edildiğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı yönündeki görüşleri doğrulamaktadır. 

Konuyla İlgili İkinci Görüş

Diğer görüşe göre söz konusu ödemelerin, doğrudan işveren tarafından yapılmamasından ve sosyal devlet olgusunun gereği olarak ilgili kamu kurumlarınca yapılıyor olmasından hareketle;

  • İş sözleşmesi kapsamında olmayıp hizmet karşılığı olarak yapılmaması,
  • İşçi-işveren ilişkisi kapsamına dahil olmaması ve
  • Karşılıksız olarak yapılmaları

gibi nedenlerle söz konusu ödemelerin gelir vergisinin konusuna girmediğini savunmaktadır. Ayrıca 4447 sayılı Kanunun kısa çalışma ödeneğine ilişkin Ek-2 maddesinin 4. fıkrasının son cümlesindeki “Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.” hükmünden hareketle, kısa çalışma ödeneğinin işsizlik ödeneğinin kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olduğunu; dolayısıyla gelir vergisine tabi kabul edilse dahi işsizlik ödemeleri gibi gelir vergisinden istisna olacağı ileri sürülmektedir.   

Bu görüşe göre, sözü edilen ödemelere ilişkin istisna düzenlemeleri malumun ilanı mahiyetinde olup, bu düzenlemelerden hareketle söz konusu ödemelerin gelir vergisinin konusuna girdiğinin kabulü mümkün olmayacaktır. Ekonomik ve sosyal boyutu ile birlikte değerlendirildiğinde, kısa çalışma ödeneğinin gelir vergisine tabi tutulmaması gerektiği görüşü ağır basmaktadır. Yine de Gelir İdaresi Başkanlığınca bir açıklama yapılması uygun olacaktır.   

Diğer yandan kısa çalışma ödeneği doğrudan Türkiye İş Kurumu tarafından uygulama kapsamındaki işçilere ödendiğinden vergilemenin olacağı kabul edildiği takdirde, yapılacak ödemeden vergi kesintisi yapma görevi anılan kurumda olacaktır. Bu yönüyle, kısa çalışma ödeneğinin vergilendirilmesi konusunun işverenleri etkileyen bir yönü bulunmamaktadır. Yine de uygulama karışıklığının giderilmesi ve ilgili çalışanların gelirlerinin beyan etme zorunluluğu gündeme geldiği takdirde doğru adımların atılması bakımından konunun netleşmesi önem arz etmektedir.   

Saygılarımızla.

Print Friendly, PDF & Email

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir